Dünyanın En İyi Yemek Destinasyonları
Yemek - Dünya
Kasabada yemek yemek size mükemmel bir seyahat gibi geliyorsa bu destinasyonlar, kahvaltıdan akşam yemeğine kadar iştahınızı açacak.
Travellers' Choice Ödülleri - Tartışmasız En İyiler ünvanı, seyahat sektöründeki en üst düzey mükemmellik sunanları niteliyor. Bu ödül, 12 aylık bir süre içinde Tripadvisor topluluğundan çok sayıda harika yorum ve görüş alanlara veriliyor. Bu başarıya 8 milyon kaydımızın %1’inden azı ulaşıyor.
Roma da bir günde gezilemez. Şehir adeta dev bir dış mekan müzesinin sergi salonu gibidir; balkonları, açık hava pazarları ve parmak ısırtan tarihi yerleriyle tam bir gerçek yaşam kolajıdır. Trevi Çeşmesine bozuk para atın, Colosseum ve Pantheon'u hayretten şaşırıp kalın ve Campo de'Fiori veya Via Veneto'da bir öğleden sonra alışverişi için cappuccino ile enerjinizi tazeleyin. Hayatınızdaki en güzel yemeklerden birini yemek istiyorsanız, taze hamur işlerine dalın, lezzetli kızarmış enginarı veya yumuşak bir sığır kuyruğu yahnisini deneyin.
02.
Shoreditch’in fiyakalı tarzından Camden’ın “punk” havasına ve şık Portobello Caddesi’ne kadar Londra, size birçok dünyayı bir arada yaşatır. Şehrin enerjisi, her günün diğerinden farklı olmasını sağlar. Kraliyete ait ya da tarihî mekânları keşfedin, görülecek yerler listenizdeki simgesel yerleri tek tek ziyaret edin, seçkin Michelin yıldızlı restoranlarda yiyip için, geleneksel bir pub’da bir “pint” biranın tadını çıkarın ya da dolambaçlı Arnavut kaldırımlı sokakların arasında kaybolun. Londra söz konusu olduğunda olanaklar sınırsızdır.
03.
“Kızıl Şehir” adıyla da anılan Marakeş; pazarlarla, bahçelerle, saraylarla ve camilerle dolu, büyülü bir yerdir. Tarihî Medine'nin sıcakkanlı avlularını keşfetmek ve dar sokaklarını dolaşmak, koca bir günü kolayca doldurabilir. Sakin Jardin Majorelle'de iç huzuru bulabilir veya şehrin tarihî camilerinden birinin güzelliğini hayran hayran seyredebilirsiniz (unutmayın; Müslüman değilseniz içeri giremezsiniz).
04.
Seine'de gezinerek ve Eiffel Tower ile Zafer Takı gibi simgelere hayranlıkla bakarak geçirilen bir günün ardından dinlenmek için bir kaldırım kafesinde pain au chocolat ile oyalanmak …mükemmel Paris deneyimi boş vakitle canlılığı bir arada sunar, enfes yemekler ve Louvre'daki eserlerin keyfini çıkaracak yeterince zaman da vardır. Notre Dame'da ruhunuzu uyandırın, Marché aux Puces de Montreuil'de pazarlıklara girişerek güzel parçalar alın veya Marché Biologique Raspail'de hediyeliklere bakın, sonra hepsini taçlandırmak için Moulin Rouge'da bir risqué şovuna gidin.
05.
Roma’nın güneyine iki saatlik mesafede yer alan romantik Napoli, güney İtalya’nın en büyük şehridir. Dünyanın en iyi opera ve tiyatro binalarının bir kısmı buradadır ve şehirde bulunan pek çok tarihi heykel ve eser nedeniyle, şehir çoğunlukla bir açık hava müzesi olarak adlandırılır. Napoli Körfezi’nde gün batarken sahil kordonundaki ailelere katılın. Ulusal Arkeoloji Müzesi’nde (Museo Archeologico Nazionale), M.S. 79 yılında Vezüv Yanardağı’nın yerle bir ettiği Pompei ve Herkulaneum kalıntılarını görün veya 1500’lü yılların sonlarında inşa edilen Cappella Sansevero Müzesi sanatını ve mimarisini keşfedin.
06.
Bir zamanlar Salvador Dali'nin yaşadığı ve İspanyol Katalan mimar Antoni Gaudí'nin çeşitli şehir binalarını tasarladığı Barcelona biraz gerçek üstü bir his verir. Gaudí'nin Sacred Family Kilisesi'ne adımınızı attığınızda aynaların içine düşmüş gibi olursunuz; bu seyahate Güell Parkını ziyaret ederek devam edebilirsiniz. Las Ramblas'ta bir kaldırım kafesinde sangria yudumlarken, ışıltılı sokak sanatçılarını izleyin, sonra tapas barlarda dolaşarak kendinize bir şölen sunun.
07.
Fransisco Pizzaro tarafından 1535'te kurulmuş olan Lima büyüleyici bir şehirdir ve bir tarih hazinesidir. Eski Arkeolojik İnka yerleşimlerini keşfedin veya İspanya'nın kolonileşme dönemine ait zarif katedrallerini ve zengin saraylarını dolaşın. Lima'nın merkezi kalabalık, ancak şehrin komşu bölgelerini-- özellikle de alışveriş, yemek ve harika otellerin yer aldığı deniz kıyısındaki bölgeleri keşfetmeye bayılacaksınız.

Favorilerinizi kaydedin
Tek yapmanız gereken, kalp simgesine dokunup kaydetmek. Böylece, dilediğiniz herhangi bir anda planlamaya başlayabilirsiniz.
08.
New Orleans hayat dolu bir yer olsa da, onu diğer şehirlerden ayıran asıl özelliği rahat havasıdır. Hepsini deneyimlemek isteyeceksiniz: Frenchman Caddesi'ndeki doğaçlama caz gösterileri, St. Charles Tramvayı’nın çan sesi, ünlü Garden Bölgesi'ndeki yosunlarla kaplı ağaçlar... Hatta gotik, yer üstü mezarlıklarını bile. (Laf aramızda; şehrin Amerika'daki en perili şehirlerden biri olduğu söyleniyor.) Bazıları için NOLA (New Orleans'ın kısaltması), her zaman için yalnızca Bourbon Caddesi'nden ibaret olsa da; şehrin Creole ve Cajun dâhil olmak üzere farklı kültürleri bir araya getirmesi, biraz sakinlik arayan gezginler için görülecek, keşfedilecek ve evet, yenecek tonlarca şey olduğu anlamına gelir.
09.
Tangonun doğduğu bu yer, dansın kendisi gibi tutsak edici, baştan çıkarıcı ve heyecan fışkıran bir enerjiyle dolup taşıyor. Estetik görünümlü eski mahalleler; romantik restoranlar ve gümbür gümbür gece hayatı ile dolu. Buenos Aires’in Avrupalı mirasının etkileri; şehrin mimarisinde, bulvarlarında ve parklarında görülebiliyor. Şehrin en eski barı Cafe Tortoni, sizi 1858’e geri götürecek ve muhteşem Teatro Colon, 1908’de olduğu gibi etkilemeye devam edecek. Latin Amerika’nın alışveriş başkenti, büyük, geniş bulvarları boyunca üst düzey perakende terapisi vadediyor.
10.
Bir zamanlar dumanı, trafiği ve dökülen binalarıyla bilinen Atina, 2004 yılı Yaz Olimpiyatlarından gelen servet sayesinde tamamen yenilendi. Şehir, tertemiz parkları ve caddeleri, ultra modern metrosu, yeni otobanları, kolayca ulaşılabilen havaalanı, mükemmel İngilizce tabelaları ile bir tercih nedeni olabilir. Adalara giderken bir mola yeri olmasının dışında, sofistike Atina’da görülecek yerlerin arasında Akropolis’ten Olimpiya Zeus Tapınağına kadar, Batı tarihinin önemli noktaları ve Ulusal Arkeoloji Müzesi hazineleri de yer alır.
11.
Jamaika aslında Afrika, Asya, Avrupa ve Orta Doğu kültürlerinin bir birleşme noktasıdır. Bu çeşitliliği güçlü zanaat geleneğinde, sanatlarında ve kendine özgü yemek kültüründe de (örneğin, ake, tuzlama balık, kızartılmış ekmek ağacı) görürsünüz. Tatilinizi ünlü uçurumdan atlama noktası Negril Kayalıklarında yeni zirvelere taşıyın. Jamaika’da, upuzun plajlar, bozulmamış koylar, engebeli dağlar, şelaleler, mağaralar ve güneş ışığının yanında, sörf, at gezintileri ve yunuslarla yüzme olanakları da vardır. Atlayın!
12.
Tarihi Charleston, Güney büyüsü ve misafirperverliği ile ünlüdür. Şehir, iç savaş öncesi mimarisi ve etraftaki çiftlik manzaraları sayesinde sanki zamanda bir noktada donup kalmış gibidir. Rehberli bir ‘hayalet turuna' katılarak, Charleston'un hayaletli mezarlıkları ve şehre korku salan, sonunda da bu yüzden asılan korsanların hayatı (ve ölümü) hakkında bilgi edinin. Waterfront Park'ta gezinirken Battery and the French Quarter'dan inanılmaz manzaralar görün, ardından Middleton Place'teki işlenmiş bahçelerin güzelliği ile büyülenin.
13.
New York'u tek bir ziyarette fethetmek imkansızdır. Bunu yapmak yerine, görülmesi gereken yerlere gidin: Empire State Binası, Özgürlük Heykeli, Central Park, Metropolitan Sanat Müzesi; ardından kenarda köşede kalmış yerleri keşfetmek için The Cloisters'a gidin veya şehrin kütüphanelerinden birini ziyaret edin. West Village'in bohem tarzlı mağazalarına dalın veya Upper West Side'da kaliteli yemeklerin keyfini çıkarın. Grand Central Station içindeki capcanlı pazarlar size kesinlikle şehrin en iyilerini sunacaktır.
14.
Altından saraylar, yüzen pazarlar, muhteşem porselen helezonlar …büyülü bir masal gibi değil mi? Yakın. Bangkok. Tayland'ın başkenti 50 ayrı bölgeye bölünmüştür. Harika bir alışveriş için Pratunam veya Siam Meydanı'na gidin, sonra Avrupa tarzı Dusit bahçelerine dönün. Thon Buri muhteşem Wat Arun tapınağına ev sahipliği yapan yerdir; Phra Nakhon'da ise Yaslanan Buda'nın Wat Pho tapınağını bulursunuz. Grand Palace'ın yaldızlı ışıltısını içinize çekmeden önce bir yiyecek tezgahında mangolu pilavın keyfini çıkarın.
15.
Yüzyıllar boyunca bu kıymetli kara parçasına pek çok kültür kendi damgasını vurmuştur. Günümüzde, bu etkileri, İstanbul’un mahallelerini birinci elden keşfederek deneyimleyebilirsiniz. Sultanahmet’teki kutsal yerleri, Beyoğlu’nun 19. yüzyıl şıklığını, Nişantaşı’nın lüks modasını, Kadıköy’ün coşkulu kafe ahalisini ve Beşiktaş’ın futbol aşığı sokaklarını gördüğünüzde, gezginlerin neden “İstanbul tek bir şehir değil, bir şehrin içinde pek çok şehirdir” dediklerini çok daha kolay anlarsınız.
16.
Kyoto mabetleri ve tapınakları bu Japon şehrindeki modern yaşamla antik geçmişi arasında nadir bir bağlantı sağlar. Örneğin, Shimogamo Mabedi'nin geçmişi 6. yüzyıla uzanmakta ve zamanı durdurmuş gibi görünmektedir, sakinliği ve ruhsal gücü hala aşikardır. Shinto pirinç tanrısına ibadet edilen Fushimi Inari Mabedini görebilir, ardından Sanjūsangen-dō'nun gerçeğe uygun boyuttaki Bin Silahlı Adam heykellerini ziyaret edebilirsiniz. Geleneksel geyşa gösterilerinin keyfini çıkarabilir, ardından Kamo Nehrine bakan bir restoranda rahat bir yemek yiyebilirsiniz.
17.
Tarihî bir şehir olan Kahire aynı zamanda modern bir metropoldür. Orta Doğu'nun en büyük şehirlerinden biri olan Kahire trafiği ve gürültüsüyle bunu kanıtlamaktadır. Ancak tenha bir yer istemiyorsanız Bin Minare Şehri Kahire Mısır tarihini ve kültürünü keşfetmek için harika bir yerdir. (Editörün notu: Listemiz birçok ülkenin Mısır'a ilişkin seyahat uyarıları yapmasına neden olan siyasi kargaşadan önce derlenmiştir. Şu an Mısır'a seyahat etmeyi planlıyorsanız lütfen bu riski göz önünde bulundurun ve hükümetinizin yaptığı seyahat uyarılarını takip edin.)
18.
Aztek başkenti Tenochtitlan'ın küllerinden doğan Mexico City, çağdaş şehir yaşamının ve tarihi mirasın benzersiz bir karışımını sunuyor. Dünya çapında ünlü müzeleri, restoranları ve parklarında birçok kültürün kalıntılarına rastlamak mümkün. Gece hayatı, alışveriş merkezleri ve tarihi ise seyahat tarzınız ne olursa olsun kesinlikle görülmesi gereken şeyler.
Tripadvisor'daki deneyimlere rezervasyon yapın
Ve doğrudan iyi şeylere ulaşın. Çoğu risksiz olarak iptal edilebilir.
19.
UNESCO’nun Dünya Mirası sahalarından biri olan Lyon, caddelerine (evet, arnavut kaldırımlı caddeler) yansıyan 2.000 yıllık bir tarihe sahiptir. Vieux Lyon’daki tarihi (Avrupa’nın en geniş Rönesans mekanlarından biri) ve Lyon’un günümüzde rock konserleri verilen iki Roma anfitiyatrosunu keşfedin. Lyon’un, dinamik üniversitesi, birinci sınıf alışveriş olanakları, antika pazarları, hareketli sahneleri, müzik festivalleri, Uluslararası Kukla Müzesi ve Minyatür Müzesi gibi pek çok ilginç (kelimenin tam anlamıyla “ilginç”) müzesi ve film setleriyle gezginler arasında popüler olması şaşırtıcı değil.
20.
Chiang Mai'deki tüm tatilinizi ünlü Gece Pazarı'nı keşfederek geçirebilirsiniz. Keyifli pazarlık yapma işinden yorulduysanız keşfedecek daha başka şeyler olduğunu göreceksiniz. Ulusal Müze ve Botanik Bahçesi, yerel kültürü hissetmek ve Tayland orkidelerinin muhteşem kokusunu içinize çekmek için mükemmel yerlerdir. Şehrin merkezinde, antik duvarların kalıntıları içinde 30'dan fazla tapınak vardır. Çevik ve harekete alışık olan gezginler, tepede süslü bir Budist tapınağı olan Wat Phrathat Doi Suthep'e 300 basamaklı merdivenden çıkabilirler.
21.
Mumbai karmaşık ve kalabalık gibi görünse de, burada huzurlu anlar da bulabilirsiniz. Kağıt külahtan aheste aheste bhelpuri'nizi yerken Chowpatty Plajının kumlarında dolaşın, ardından kısa bir yürüyüşle, bir zamanlar Mahatma Gandhi'nin yaşadığı, stratejisini kurduğu ve sonunda tutuklandığı Mani Bhavan'a gidin. Pazarlar baharat veya hediyelik eşya almak için heyecan veren yerlerdir. "Varoş Milyoneri" adlı filmin ünlü yaptığı Dharavi'de, yaklaşık bir milyon insan için Mumbai yaşamının nasıl olduğunu görmenize olanak verecek şaşırtıcı bir rehberli bir tura katılın.
22.
Birçok ziyaretçinin geliş sebebi kumsallar, sanat etkinlikleri ve fiesta olsa da San Sebastian-Donostia yemekleri ve içecekleriyle de ünlüdür. Eski şehrin dar ve dolambaçlı sokakları barlar ve restoranlarla doluyken modern şehirde ise adım başı bir kafeye rastlamak mümkün. Şehir, özellikle deniz mahsülü yemeklerinde uzmanlaşmış. Akşam yemeğini 18:00 ya da 19:00 gibi yemeyi beklememenizi öneririz—bu saatler İspanya için çok erken. Bunun yerine “Tapa”lar ile yetinin ve akşam yemeğini de gecenin ilerleyen saatlerinde yiyin.
23.
Kopenhag bir zamanlar bir Viking balıkçılık bölgesiydi, Norveçli kaşiflerin izlerini buralarda hala görebilirsiniz. Yeniden inşa edilen köyleri, 1000 yıllık eski kalelerin kalıntılarını ve kötü şöhretli kızıl saçlı barbarlara ithaf edilmiş müzeleri ziyaret edin. Kopenhag ayrıca modern mimari ile, 17. yüzyıl mimarisine ait harika bir örnek olan Round Tower rasathanesi gibi tarihi sanat eserlerinin bir karışımını sunar. Sanat galerileri, dar sokaklar, kanallar, parklar ve Barok tarzda kiliseler şehrin kültürel yapısına ait görülmesi gerekenler arasındadır.
24.
Leziz dim sum, yüzen adalar ve eşi benzeri olmayan şehir silüeti Hong Kong'un eşsiz özelliklerinden sadece birkaçıdır. Ngong Ping köyünde gözünüz geleneksel Çin mimarisiyle adeta bayram eder, ardından eşsiz manzaralar için tramvayla Victoria Peak'in zirvesine çıkarsınız. Nan Lian Garden'ın kayalıkları ve narin tepeleri size iç huzuru verir; bir Stanley kafede sakinleştirici bir fincan çay da öyle. Sakin bir Budist kompleksi olan Chi Lin Nunnery'deki her şeyle adeta bütünleşirsiniz.