Rizede şehirde kalmanın ne kadar mantıksız olduğunu bu konakta kaldıktan sonra anlıyorsunuz.Sımsıcak bir karadeniz ailesi size yaşantısını paylaşma fırsatı tanıyor.Bu deneyim eşsizdi.Doğanın içinde size yüzünü ara sıra gösteren güneşle ve harika yağmur manzaralarıyla ,halen çağlayan şelaleleriyle harika bir deneyimdi.

Şöyle bilinir; Kapadokya'ya gidiyorsanız mağara otelde kalacaksınız. Bence Karadeniz'e gidiyorsanızda bu otelde (evde) kalacaksınız. Aydere veya Uzungöle gidip, kalabalığın içinde, sahte dıştan ahşap modern otellerde kalmak yerine, gerçek bir Karadeniz köyüne Ortan köyüne gidip Demircioğlu konağında kalacaksınız. Dağların tepesinde gördüğünüz o birkaç evden oluşan, ya oralara nerden yol gidiyor dediğiniz yerler varya, işte o köylerden birinde bulunan bir otel. Köyün başına kadar araç gidiyor. Aracınızı oraya bıraktıktan sonra 100-200 metre yürüyorsunuz. Tavsiyem tüm valizi değil ihtiyacınızı almanız. Otele yürüyüş çok zevkli, köy evleri arasından bahçelerden dar patikalardan yürüyorsunuz. 12 numarali ev Demircioğlu konağı. Ekrem Bey ailesinden kalan evin birkaç odasını misafirlere açmış. Evin hiç biryeri değiştirilmeden orijinalliği korunmuş. Ortak bir banyosu var. Odanızdan dışarı baktığınızda yemyeşil dağlar karşınızda. Inanilmaz bir sessizlik ve huzur. Manzaranız açıkken biranda sis kaplayabiliyor etrafı. Ekrem beyin teyzesi inanılmaz lezzetli yöresel bir akşam yemeği hazırladı. Gerçi hastalıktan dolayı çok tadamadık ama tekrar ziyaret icin bize sebep oldu. Aksam Ekrem bey cay demleyip konağın oturma odasında bizimle sohbet etti. Kahvaltı çok keyifliydi. Karadenize tekrar gidersem tekrar dusunmeden kalırım. Luks aramayıp keyif ve huzur arayanlar icin tavsiyemdir. Ekrem beye sunduğu tum hizmetler icin tesekkurler. Karadeniz tatilimin en guzel noktasıydı.