Bir çok kere gittiğim bu mesire yerine Ankara dan gidecekseniz Mengen tarafından gitmeyin. Yol sel... tümünü oku
Bir çok kere gittiğim bu mesire yerine Ankara dan gidecekseniz Mengen tarafından gitmeyin. Yol sel... tümünü oku
andemi öncesi Kasım ayında doğanın en güzel halini görmek için gitmiştim ve harika fotograflarla... tümünü oku
Gerçekten çok güzel bir yer. Bolu'dan sonra 40 km ancak 35 km si toprak ve çok bozuk yol. Yinede görünce gittiğinize pişman olmayacaksınız. Rehberle gitmenizi tavsiye ederim. Hafta sonu gidecekseniz erken gidin. 7:00 gibi orada olmazsanız oturacak yer bulamazsınız. Göllerin hepsi bir birinden güzel, birde çok güzel şelalesi var .
Uzak, çok uzak, hangi yoldan gidilirse gidilsin. Düzce tarafından yeni yapılan yoldan gittik bu sefer fakat o da pek iyi değildi. Dönüşte Bolu yolundan döndük, hatırladığımız kadar kötü değilmiş, biraz çukurlu ama aşağı yukarı 1 saatte Bolu'ya varılıyor.
Göller ne kadar birbirine yakın gibi gözükse de aralarında yürümek yorucu olabiliyor. Göl kenarında mangal çok zevkli. Mangal yapmak için ocaklar var ama tel götürmek gerek.
özellikle sonbaharda bir harikadır, gerçi haziranda biraz sıcak oluyor ama yine de güzel. Ailede küçük çocuklar da olunca alabalık yemek, ördekler, balıklar, ağaç çeşitliliği eğitici bir eğlence haline geliyor.
Yolları çok kötü. Fakat yolları güzel olunca da böyle doğal güzelliklerin bozulması hızlanıyor. Yeni bir yol yapılıyordu tamamlandı mı bilmiyorum. Ama en güzeli yedigöller tutu yapan bir şirketten yol tarifini almak olacaktır. İçinde kalınacak yerler de var. Uzak, gidilmesi zor evet ama değer. Dönüşte gece dönmeyin eğer navigasyonunuz yoksa. Çünkü etrafta ne ışık ne ev oluyor. Çay içebileceğiniz yer de mevcut ki gerçekten çok güzel oluyor.
Resmi olarak Bolu İli mülki sınırları içersinde olmakla birlikte Bolu'nun son yerleşimi olan ve işletme olarak bağlı bulunduğu Dirgine'ye 12, Bolu merkezine 45, eskiden Bolu'ya bağlı olan Düzce İli'nin Yığılca İlçesi'nin Bolu sınırlarındaki son köyü olan Yayladere Köyü'ne ise 3 Km., uzaklıktadır. Ankara'dan gelecekler için Bolu, İstanbul'dan gelecekler için ise Düzce otoyol çıkışları (Gölyaka) en kolay ulaşım güzergâhı olacaktır. Yedigöller havza olarak 1636 Ha. büyüklüğündedir. Ayrıntılı bilgiler Bolu Valilik sitesinden edinilebilir. Bölge koruma altında ve birbirine akar biçimde 7 ayrı gölden oluşmuştur. Bitki örtüsü Kırklareli'ndeki Longoz Ormanları ile aynı özellikte Subasar niteliğindedir. Anlamı ise belli mevsimlerde orman örtüsünün tümüyle su altında kalması demektir. Bu alanda Pisagor teoremindeki açıyı oluşturduğu için Pisagor adı verilen Anıt ağacı, Gülen Kayalar'ı, Dilek Çeşmesi, Geyik Üretme İstasyonu ve Alabalık Üretme İstasyonu'nu görmeniz, arzu ederseniz ücreti karşılığında Domuz avı veya balık avı yapmanız mümkündür. Bana kızacaklar ama balık avlayacaklar için bir tüyo verebilirim: Balık avı için her yıl bir göl serbest bırakılıyor. Ama her ne hikmetse avın serbest bırakıldığı göldeki balıklar diğer göllere kaçmış veya taşınmış(!) oluyorlar. Konaklamak isteyenler için Orman içersinde MPAYH Genel Md. ce yönetilen 7 adet Bungalov ile koğuşları ve müşterek banyo ve tuvaletleri bulunan 100 er kişi kapasiteli 2 adet otel bulunmakta ve fiatları da oldukça uygun idi. Ancak 2012 yılı içersinde onarım ve tadilat gerekçesi ile faaliyetinin durdurulduğunu duydum. Ne zaman açılır bilemiyorum. Civardaki köylerde Tanrı Misafiri olarak konaklamak veya hazırlıklı gelinmişse çadır kurmak mümkün olacaktır. Yalnız önemli bir tavsiyede bulunmam gerekirse, çarşaflarınızı ve yiyeceklerinizi çiğ olarak yanınızda getirmelisiniz. Her türlü kap-kacak, ocak, çaydanlık, bardak dahi anılan bölgede tarafınıza verilebilmekte, ancak çarşaf, havlu ve gıda maddeleri temini mümkün olmamaktadır. Gitmeden önce Yığılca veya Bolu merkezinden - geliş yönünüze göre-, tüm ihtiyaçlarınızı -tuz ve yağ dahil- temin etmelisiniz. Aksi takdirde köy bakkalı niteliğindeki en yakın bakkala, 3 ile 12 Km. uzaklıkta ve çok kötü bir yoldan geçilerek ulaşılabilmektedir. Malzeme temininde zorluk yaşamanız kuvvetle muhtemeldir. Burada bir gece uyuma fırsatı bulan insan, ömrünü en az beş yıl uzatmış olur diye düşünüyorum. - Çok mu abarttım acaba?, sanmam -. Yolu konusundaki olumsuz yorumlara tamamiyle olmasa da katılıyorum. Ancak kış mevsimi dışında o kadar da kötü değil yol. Ayrıca resmi kurumlarla temas kurularak gidilirse kışın dahi herhangi bir sorun söz konusu değil. Elbette asfalt değil yol. Zaman zaman yamaçlardan düşerek yoldan geçişi zorlaştıran küçük boyutta taş parçaları sıkıntı yaratıyor. Ancak yine de bu meşakkate değer olduğunu düşünüyorum. Zaten yolu mükemmel olsa idi bu alanı da çoktaan beton yığınına dönüştürmüş olurduk.
Giriş-çıkışımız 4 saat sürdü...yolu yanında stabilize yol duble sayılır...Allah bizi bir daha oralara düşürmesin...sakın gitmeyin...CİP iniz varsa gidin..Aracınızın 1 yıllık eskimesine neden olur. Yolun verdiği ızdırapla, karşılaştığımız göller bize, bumuymuş 7 göller dedirtti....inanın aracımızdan inmeden hemen çıkışa yöneldik...bir o kadar da çıkışta meşakket çektik...sakın denemyin...Abant ve Gölcük yeterli bence...