Temizlik vasatın altında. Süit oda dedikleri şey ince uzun bir oda, adeta diğer odalardan kalan alanı değerlendirmek için yapılmış gibi. Yatarak tv izleyebilmek imkansız gibi, izlemek isterseniz de TV’de aradığınız çok izlenen bir ulusal kanalı bulmak için bile 25 dakika harcadım. Tuvalet odanın bir ucunda, banyo diğer ucunda. Banyodaki duş kabini ise 50 kg ve altı bireyler için tasarlanmış. Sabun ve şampuan hak getire, basmalı bir şey yapmışlar, basması zor, basılınca da içinden şampuan veya sabun mikro ölçülerde çıkıyor. 2 yıldızlı otel kalitesinde bir otel. Fiyatı ise Afyon veya Denizli’de kaldığım 5 yıldızlı otel fiyatları ile aynı. Otopark olacağının olması dışında bir artısını göremedim. İnterneti kullanmadım, kullanmayı denedim ama şifre ve kullanıcı adını sormak için bankadan olumsuzluktan sonra resepsiyonu aramak içimden gelmedi. Kahvaltı başlangıç saatinin 7:30 olması da çok enteresan. İş için gelenler kahvaltıyı dışarıda yapabilirler, ben öyle planlıyorum. Kısacası bu otelde kalınca, daha doğrusu başka yerler dolu olduğu için kalmak zorunda olunca aklıma “koçun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler” sözü geldi.