Sidenin esnaf ve taksicilerinin bizi sürekli olarak kandırmasından (yanlış yol tarifi, yolu uzatma, herkese euro-dolar gözüyle bakma, yerli turisti dışlama vs..)
yorulduğumuz anda otelimiz Sun Club'ı bulduk ve ilk andan itibaren resepsiyondaki Tuğba Hanım'ın güleryüzü ve yardımseverliği ile misafirligimize başladık. Bir kere oteldeki herkesin prensibi işini sevmek ve güleryüzlü, iyi kalpli olmak. Gebe olduğum için en güzel odayı verdiler mesela. Restoranta girdiğimiz anda herkes yıllardır tanışıyormuşuz gibi karşıladı bizi ve yemekler tatlılar efsane güzeldi.Hizmet çok üst düzeydi, garson arkadaşlar sürekli bir ihtiyacınız var mı diye soruyor, masalarla ilgileniyorlardı.
Odamız pırıl pırıldı ve her detay düşünülmüştü. Otelden ayrılırken yöneticilere kadar herkes memnun olup olmadığımızı sordu,ilgilendiler. Yaşlı Alman ağırlıklı misafirlerinin olması tek dezavantaji olabilir, onun da otelle ilgisi yok, malum euro-dolar kuru yüzünden bizden 6-7 kat ucuz tatil yapmalarından kaynaklanıyor. Biz otelden ayrılırken çok üzüldük ve özleyeceğiz..Kötü yorum yapanlar "kötü yoruma bakıp kimse gelmese de otel bize kalsa" diye düşunenlerdir kesin:)
Side'ye bir daha yolumuz düşerse asla başka yerde kalmayız.Tüm yönetici ve çalışanlara teşekkürler..

Otelde yabancı turistlere ayrıcalıklı davranılıyor. Otelin havuzu küçük, içine 8-10 kişi girince birbirinize çarpmamak için bizim gibi Türk aileler girmiyor. Odaların ses yalıtımı çok kötü. Bütün konuşmalar, taşkınlıklar gece ve gündüz olduğu gibi duyuluyor, yan odalardaki müşteriler gürültücü ise yandınız demektir. Sadece yemekleri ve yemekhanede çalışan personel iyiydi. Bizim gittiğimiz dönemde deniz çok dalgalıydı, dalgalar tüm pisliği üzerinize attığından doğru dürüst denize giremedik. Plajdaki ön sıradaki şezlonglar ve şemsiyeler otelin özel müşterilerine ayrılmıştı. Odalardan wifi çekmiyor. Klimalar eski tip, çalışırken ara ara tutukluk yapıyor, biraz dinlendikten sonra çalışmaya başlıyordu.