Ne zaman şipşak dense aklıma bir arkadaşımın burayla ilgili anlattığı bir hikaye geliyor.Çok üst düzey bir kişi Nusret tarzında bir yer açmak ve ortaklık teklifi götürmek için 2019 yazında arkadaşıma Şipşak Restorant'a gitmesini ve biraz araştırma yapmasını istiyor.Arkadaşım da oraya garson olarak giriyor.Ama sahibinin ağzı...o kadar bozukmuş ki en ufak hatalarında garsonlarına küfrediyormuş.Türk müşterileri yer bulamayıp da 'O zaman başka bir yere gidelim.' dediklerinde onlara 'Sizin layığınız zaten oralar.' deyip arkalarından küfür ediyormuş. Sonra çok küçük bir sebepten mutfakta çalışanına sinirlenmiş ve sinir krizi geçirmiş.'I wanna be the first in the world.' diyerek dakikalarca bağırmış,müşteriler bir şey oluyor sanıp çok korkmuşlar.Arkadaşım ertesi gün işe gittiğinde bir yiyeceğin içerisinde ne olduğunu bilemediği için hakarete uğramış, zaten karar vermek için bir gün kafi deyip işten ayrılmış ama Orhan beyin verdiği yüz doları da onun yanına kar kalmasın diye almış:) ve her ne kadar sahibinin haberi olmasa da 'the first in the world' olacakken 'the owner in Şip Şak'olarak kalmış.))) Sonrasında ben de sahibini o kadar çok merak ettim ki Ağustos ayında kapıda sırada bekledikten sonra bir Amerikalı arkadaşımla yemek yedim.Orhan beyin Türk müşterileriyle alay eder tarzındaki konuşmalarına şahit oldum ama yabancı gibi davrandiğımdan nasibimi almadım.)))Müdür olduğunu düşündüğüm orta yaşlı bir bayan vardı; çok sinirli ve kabaydı. Yemekler iyi ama fiyatına deger mi diye düşününce o kadar da değil diyebilirim.Devamı