Amerika’nın en prestijli iki üniversitesine ev sahipliği yapan Cambridge şehri, hem entelektüel hem de gayet kendine has bir yerdir. Gizemli tarihi mekanlardan öğrencilerin takıldığı mekanlara, alternatif sanat ve kültür mekanlarından vintage mağazalara, kitapçılardan etnik restoranlara varana dek pek çok şeyi içeren bu karışım, şehre havasını veriyor. Boston’dan sadece Charles Nehri ile ayrılsa da Cambridge şehrinin hemen fark edilebilen farklı bir havası vardır. Bu şehri, bir dizi aktivitenin yanı sıra son moda mağazaların, açık hava kafeteryalarının ve renkli yerel karakterlerin bir araya geldiği bir merkez olan Harvard Meydanı'ndan keşfetmeye başlayın. Meydanın ortasındaki turist danışma standından bir yaya turu haritası alın. Yol sizi Auburn Tepesi Mezarlığı, Tory Row ve Longfellow Ulusal Tarih Alanı gibi çok sayıda önemli noktadan geçirir. Harvard Üniversitesi'nin geniş kampüsünde tanınmış bina ve anıtları öğrenci rehberliğinde gezme fırsatı bulunmaktadır. Sanat ve mimari meraklılıkları, Picasso gibi ustalar tarafından yapılmış açık hava heykellerine ve Eero Saarinen ve I. M. Pei gibi modern ünlülerin tasarladığı 20. yüzyıl binalarına sahip M.I.T kampüsünü gezmelidir. Yol boyunca kitapçılara göz atın, sokak göstericilerini izlemek için durun ve açık havada bir kafeteryada bir yandan kahvenizi yudumlarken bir yandan da bu büyüleyici şehrin özelliklerini gözlemleyin.

British Columbia Sunshine Coast mükemmelin de ötesinde havası, nefes kesen manzarası ve şirin sahil köyleriyle keşfedilmeyi bekliyor. Plajlar için en ideal dönem yaz ayları, fakat bölgenin doğal güzelliği yıl boyu sürüyor. Ziyaretçiler dağ manzarası eşliğinde yüzmenin veya batan güneşin su üzerinde oluşturduğu renk cümbüşüyle romantik bir yatak & kahvaltı dâhilde dinlenmenin verdiği hazzı öve öve bitiremiyor.