Deniz Kızlarının Ülkesi. Portakal ve Limon Bahçelerinin Ülkesi. Renklerin Ülkesi. Küçük bir şehir olan Campania pek çok harika isimle anılır. Falezleriyle ünlü kasabanın dik yamaçları, Ischia ve Capri Adaları ile Napoli Körfezi’ne tepeden bakar. Limoncello likörünün doğum yeri olan bu şehirde, dalış yapabilir, denizde balık tutabilir, tekne gezilerine katılabilir ve iştah açıcı restoranlara gidebilirsiniz. Yarımadanın her yerinde mükemmel yürüyüş parkurları vardır. Dik sokaklar gözünüzü korkutuyorsa bir araba kiralayın veya bir taksi tutun.

Kayak ve yürüyüş severleri kendine çeken bu heybetli zirvelerin – aralarında ikonik Matterhorn Dağı da vardır – yüksekliği 914 metre ile 4.572 metre arasında değişir ve ülkenin beşte üçünü kaplar. Çok sayıda buzul, resim tadında vadider, muhteşem alpin gölleri, bölgenin görsel çekiciliğini arttırmaktadır. Glacier Ekspres treni, Zermatt’tan St. Moritz’e kadar İsviçre Alpleri arasında bir güzergah izler ve yol üzerinde 291 köprüden geçerek masalsı köylerin arasından dolaşır.

Bir zamanlar dumanı, trafiği ve dökülen binalarıyla bilinen Atina, 2004 yılı Yaz Olimpiyatlarından gelen servet sayesinde tamamen yenilendi. Şehir, tertemiz parkları ve caddeleri, ultra modern metrosu, yeni otobanları, kolayca ulaşılabilen havaalanı, mükemmel İngilizce tabelaları ile bir tercih nedeni olabilir. Adalara giderken bir mola yeri olmasının dışında, sofistike Atina’da görülecek yerlerin arasında Akropolis’ten Olimpiya Zeus Tapınağına kadar, Batı tarihinin önemli noktaları ve Ulusal Arkeoloji Müzesi hazineleri de yer alır.

Eski şehir bölgesi Chania'nın çoğu kısmı 14. yüzyılda Venedikliler tarafından kurulan liman etrafında gelişme göstermiştir. Burada; çeşitli sinemaların yanında, Chania Arkeoloji Müzesi, eski Saint Francis Manastırında korunan Minos ve Roma eserlerini içeren bir koleksiyon gibi görmeye değer şeyler bulabilirsiniz. Yazı meraklıları özellikle Tipografi Müzesine bayılacaklardır. Lezzetli koukouvagia; doğranmış domatesli ekmek, yerel peynir ve zeytin, kurutulmuş otlar gibi geleneksel Girit usulü hafif yiyeceklerin keyfini çıkarın.

Pablo Picasso'nun doğum yeri olan Malagra'ya Kübist sanatın doğduğu yer de denebilir. Dünyadaki en eski şehirlerden biridir, 8. yüzyılda Finikeliler tarafından kurulmuştur. Malaga'nın bir sanat şehri olması çok da şaşırtıcı değildir, burada cam, kristal, klasik araba, çağdaş araçlarla ilgili sergilere ve elbette Picasso'nun çalışmalarına rastlayabilirsiniz. Paseo del Parque'da yürürken muz ağaçlarını ve harika fıskiyeleri geçer, eski şehre varır ve bir İspanyol tavernasında susuzluğunuzu giderirsiniz.

Costa del Sol’ün şık, bol güneş alan Marbella kasabasında geçmişteki Faslı hakimiyeti dönemine ait ipuçları, modern dünyanın tatil kasabası özellikleriyle harmanlar. La Fontanilla plajının sıcacık kumlarında uzanın ya da bölgenin ailelere yönelik sularında, yabani doğasında ve tematik parklarında gezitiler yapın. Beyaz badanalı yapılarla dolu, 9. yüzyıla ait bir Arap Kalesi’nin kalıntılarının ve hoş kokulu portakal ağaçlarının bulunduğu Endülüs’ün tarihi meydanının büyüsüne kapılın. Dinlendirici bir günü, bir kâse soğuk badem çorbası ajoblanco ve bölgeye özgü mükemmel bir tatlı şarapla noktalayın.

Rüzgârla sallanan palmiyeler ve deniz kıyısındaki gezinti bölgesi, rahatına düşkün kalabalıkları Larnaka’ya çekerken buradaki uluslararası havaalanı da bu şehrin Kıbrıs’a gelen çoğu ziyaretçinin ilk durağı olması anlamına geliyor. Sahilden uzaklaştığınızda kaldırım kenarlarındaki kafeler, pazarlar ve dükkânlar; bu liman kentine burada yaşadığınız, yerlisi olduğunuz hissini veriyor.

Dubai; modern kültürle tarihin, macerayla dünya standartlarında alışverişin ve eğlencenin harmanlandığı bir destinasyondur. Dubai Opera’da bir şova gidin, Burç Halife’nin tepesinden şehir merkezini izleyin ve bir öğleden sonranızı Dubai Koyu’nda altın, tekstil ve baharat pazarlarını keşfederek geçirin. Heyecan arıyorsanız sıcak hava balonuyla çöldeki kum tepeleri üzerinde gezinebilir, IMG Worlds of Adventure’da yüksek hızlı araçlara binebilir veya Palm Cumeyra’da hava dalışı yapabilirsiniz.

Huzur dolu Boa Vista’da arka planda duyacağınız film müziği ancak egzotik kuşların tatlı cıvıltılarıdır. Belki de deniz kaplumbağalarıyla veya Boa Vista’nın sığ sularında oynaşan kambur balinalarla sohbet ediyorlardır. Biraz terleyerek Santa Maria’nın enkazına gidin veya Ilheu de Sal Rei’yi korsanlardan korumak için inşa edilen Duque de Braganca Kalesi’ni keşfedin. Deserto de Viana’nın rüzgarlı, kızıl ve bronz kum tepeleri büyüleyicidir.