Sardunya’nın en büyük şehri (yaklaşık 150,000 nüfuslu) ve yüzyıllardır başkenti olan Cagliari, adanın güney kıyısında bulunur ve hoşça zaman geçirmenin ve keşfedilecek pek çok mekanın mükemmel bir karışımını sunar. Beş mil uzunluğundaki Poetto Sahili, Akdeniz’de en iyi şehir sahilleri arasındadır ve yakında bulunan Marina Piccola ile birlikte güneş ve deniz takipçilerini tatmin eder. Kültür meraklıları, 13. yy’dan kalma kulelerin hala Orta Çağ’a ait şehir duvarlarını koruduğu Cagliari’nin eski bölgesi Castello’ya bayılırlar.

Romantizm, güneydoğu Fransa'nın Rhone-Alpleri bölgesinde yer alan ve şatolarla, katedrallerle dolup taşan ve yumuşak kıvrımlara sahip bir mimarisi olan Annecy’nin yaşam kaynağı. Kraliyet Sarayı’na ve barok Saint-Pierre Katedrali’ne gitmeden önce sevgilinizle Pont des Amours’da (âşıklar köprüsü) el ele dolaşın. Rue Royale’de yapılacak bir yürüyüş, alışveriş, yemek ve insan seyri ile özellikle Saint Jean çeşmesinde ödüllendirilecektir.

Yıllar süren yoğun çalışmaların ardından "Sleeping Beauty" (Uyuyan Güzel), uykusundan uyandı. Şehir, harika bir şekilde restore edildi ve şu anda ultra modern bir toplu taşıma sistemi bulunuyor. “Port of the Moon” (Ay Limanı) şimdi aynı zamanda bir UNESCO Dünya Mirası. 17 kemerli Stone Bridge, Garonne Nehri üzerine kurulmuş olup rıhtım ve limandan yayalara harika bir manzara sunmaktadır. Bordo’nun eski şehir bölgesi Triangle d'Or’da (Altın Üçgen) bir gezinti yapın ve ardından, Fransa'nın en büyük kent meydanı olan Place des Quinconces’da bir mola verin. Bordo şehri, geniş şarap bölgesinin unutulmaz manzaralarını ve lezzetlerini keşfetmek için ideal bir yerdir.

Canlı Antwerp şehri gizli bir mücevherdir. Elmas ticaretinin merkezi ve dünyanın beşinci büyük limanı olması, Orta Çağ caddelerini, Rönesans eserlerini ve hareketli gece hayatını gölgede bırakabilir. Bu şık Flaman şehrinde bisiklet bir yere gitmenin en popüler yoludur. Kraliye Müzesinde veya Rubens Evinde ustalara ait binlerce eser görebilirsiniz. Grote Pazarındaki capcanlı hayatı deneyimleyin. Yapımına 1351’de başlanan ve halen tamamlanmamış olan Meryem Ana Katedralindeki sanata ve mimariye hayran olun.

Córdoba, bir zamanlar Batı Dünyası'nın en önemli şehri, İstanbul'un batısındaki en büyük metropol ve Avrupa'nın ilk üniversitesinin kurulduğu yerdi. Bugün modern bir ticari merkezdir, ancak çoğu gezgin, yemyeşil çiçeklikleri ve harika fayanslı fıskiyeleri görmek için kapılardan içeri bakarak şehrin eski, arnavut kaldırımlı sokaklarında yürüyüş yapmaya bayılır.

Cork’a geldiğinizde sayısız köprülerin üzerinden geçmeyi sakın unutmayın. İrlanda’nın üçüncü büyük şehri, hayatına ada olarak başlasa da şimdi hem Lee Nehri’nin iki yakası boyunca uzanmaktadır. Geniş yolların bazılarının altından su dolu kanallar geçmektedir. Bu dağlık güney liman kenti en iyi yürüyerek gezilebilir. St. Finn Barre Katedrali'ni kapsayan yürüyüş turu levhalarını takip ederek, College Üniversitesinin nehir kenarında bulunan avlusunu ve tepede bulunan kırmızı beyaz renkli Shandon Kilisesini görebilirsiniz. Yol boyunca, şehrin konuşkan sakinleri ile tanışmaya hazır olun.

Kelimenin tam anlamıyla volkanik kayaya oyulmuş bir belde olan Göreme, görkemli 10. ve 11. yüzyıl mağara kiliselerini barındıran devasa bir UNESCO Dünya Mirası Alanı olan Göreme Ulusal Parkı'na geçit sağlar. Parkın kendisi, peribacası oluşumlarıyla ünlüdür ve sırt çantalı gezginleriyle son derece popülerdir. Burası ayrıca Türk mutfağını ve şarabını tatmak için mükemmel bir yerdir.

Pittsburgh yeniden tasarlandı ve oluşturuldu. Nehir kıyısında 38 km’lik parkurlar, güzel parklar ve tarihi gezilecek yerler düşünün. 90 bölgesiyle Pittsburgh, otantik ve sade bir his uyandırır. Strip District veya PNC Parkı’na gitmeden, Duquesne Incline veya The Andy Warhol Müzesi’ne uğramadan buradan ayrılırsanız seyahatiniz eksik kalmış olur. Mimari meraklıları şehir merkezindeki muhteşem binaları görünce Pittsburgh’a bayılacaktır. Tabi Hollywood yapımcıları da. Hatta şehre “Doğu’nun Hollywood’u” da denir.

Detroit, bir sonraki hafta sonu kaçamağınız için olağanüstü bir destinasyon. Eğer keşfetmeyi seviyorsanız bisiklete atlayın ve Slow Roll bisiklet turunda yeni arkadaşlar edinin (şehre bambaşka bir bakış kazandıran bu turun yavaş temposu, tüm beceri seviyeleri için de son derece uygun). Detroit’i bir şarap diyarı olarak düşünmüyor olabilirsiniz. Ancak şehrin tam merkezinde üstün kalitede şarapların üretildiği, yeni açılan Detroit Vineyards, ülkenin, en büyük kentsel şarap imalathanelerinden biri. Kadehinizi alın ve hafta sonunun şerefine kaldırın.