İbiza: Eski İspanyolca’da “bayılana kadar eğlence” anlamına geliyor. Kelimenin birebir anlamına tam olarak uymasa da burası kesinlikle Avrupa'nın favori gece hayatı merkezlerinden biri. İbiza’da 50 civarı plajın yer aldığı 100 milden uzun bir sahil şeridi ve ayrıca bol miktarda da restoran, bar ve su sporları merkezleri ve tabii ki de kulüpler bulunuyor. Bir parça kültür gezisi de yapmak isterseniz İbiza’nın UNESCO tarafından tasarlanan eski şehir merkezini ziyaret edin.

Rusya'nın siyasi, bilim, tarih, mimari ve ticaret merkezi Moskova ülkenin tezatlıklarını sergiler. 10 milyon nüfuslu bu şehirde eski ve modern yan yana durmaktadır. Kızıl Meydanı, Kremlin'i, Aziz Basil Katedralin'in dokuz kubbesini, Lenin'in Mozolesini, KGB Müzesini ve Moskova'nın muhteşem ve korkunç geçmişine ait diğer sembolleri görmek için gösterişli istasyonlarından birinden metroya binebilir, ardından rahatlamak ve alışveriş için Ring Bulvarına ya da Puşkin Meydanında dolaşan insanları seyredebilirsiniz.

Oia, uçurumlardaki sarp kayalıklara oyulmuştur ve ziyaretçiler, Venedikli gemi kaptanları için inşa edilen evlerin yanı sıra köylülerin daha tipik olan "mağara evleri"ni de görebilirler. Tipik Yunan mimarisine ait olan saf beyaz binalar ile renkli çatılar göreceksiniz ve muhtemelen kentte etrafı araştırmaktan zevk alacaksınız. Ama alt tarafı bir saatte kolayca bitirmeyin—gün batımı için mutlaka kalmalısınız. Gerçekten efsanevi. Bir café’den ya da daha iyisi bir tekneden izleyin—büyüleneceksiniz.

Ankara Çayı kıyılarından dimdik yükselen, Türkiye’nin başkenti ve ikinci en kalabalık şehri Ankara, tarihindeki çeşitli medeniyetlerin kalıntılarıyla bezenmiş modern bir Avrupa metropolüdür. Hitit, Frig, Helen, Roma, Bizans ve Osmanlı medeniyetlerine ait eski kaleler ve harabeler tüm şehri baştan başa bezemiştir. Modern şehir hükümet ve meclis binalarına, büyük üniversitelere, askeri alanlara, konsolosluklara, hareketli gece hayatına ve şehrin en eski parkı olan Gençlik Parkı’na ev sahipliği yapmaktadır.