Alman tarzından esinlenen mimari, bu tatil beldesine Alplere özgü ilginç bir tarz katarken yüksek rakımlı çam ormanları, aşağıdaki sıcaktan kaçmak için harikulade serinleme fırsatı sunar. Buna arka plandaki zümrüt yeşili zirveleri de eklendiğinde Campos do Jordao, çarpıcı bir tropik dağ deneyimi haline gelir.

Küçük bir Brezilya köyü olan Gramado bazı hoş sürprizlere sahip, ilginç ve ağaçlık bir dinleme yeridir. Deniz bisikletlerinin ve çevredeki Lago Negro’nun Black Forest palmiyelerinin keyfini çıkardıktan sonra, bir Tibet Budist merkezi ve tapınağı olan huzur dolu Chagdud Gonpa Khadro Ling’e uğrayın. Ünlü eserlerin küçük kopyalarını içeren minyatür bir park olan Mini Mundo’yu ziyaret etmek çocukları çok memnun edecektir.

Londralılar 1841 yılında demiryolu buraya geldiğinden beri deniz tatilleri için Brighton’a gitmekte. Çakıllı kumsal, Brighton Pier'in eğlence parkı ve Royal Pavilion başlıca görülecek yerler, ama bunlar dışında hareketli bir kalabalığa hizmet sunan yüzlerce kaliteli pub ve kulüp de bulacaksınız.

İngiltere'nin West Yorkshire bölgesinde bir şehir olan Leeds, Viktorya dönemi İngiltere'sinin önde gelen sanayi merkezlerinden biriydi. Leeds Şehir Müzesi, yerel tarihle ilgili bilgilerinizi tazeleyecek muhteşem bir yerdir ve pek çok TripAdvisor gezgini bu şehre yapılan ziyaretin Kraliyet Silahları'nı görmeden eksik kalacağını söylerler. Ayrıca nefis parklar, canlı restoran manzaraları ve uluslararası mutfaklarda uzman pek çok lokanta ile de karşılaşacaksınız.

Labirent gibi sokaklarında pedal çevirmek biraz karışık gelse de Amsterdam gerçek bir bisiklet şehridir. Siz yürüyerek dolaşın, pişman olmayacaksınız, Jordaan ve Rembrandtplein meydanını keşfederken zarif kanallar harika bir fon oluşturur. İsterseniz Red Light Bölgesi'ne uğrayın; ancak o zaman gerçekten böyle bir yerde bulunduğunuzu anlarsınız. Anne Frank Evi bir gezginin yaşayabileceği en etkileyici deneyimlerden biridir; Van Gogh Müzesi ise heyecan verici bir sanat koleksiyonu barındırır.

Akdeniz’in Sicilya’dan sonra en büyük adası Sardunya, deniz, kum ve tarihin çok güzel bir karışımını sunmaktadır. Binlerce taş bina (nuraghe), manzarayı süslemekte ve aynı zamanda burada yaşayanların neredeyse bin yıldır tatlı iklimin tadını çıkardıklarını kanıtlamaktadır. Kuzeydeki şık Costa Smerelda’dan, kuzey batıdaki Orta Çağ şehri Alghero’ya, güneydeki sevimli başkent Cagliari ve pek çok sevimli kasaba ve bozulmamış kumlu sahiller ile, Sardunya Adasında herkes için mutlaka birşeyler bulunmaktadır.

Turist kalabalıkları Venedik, Floransa ve Roma’yı doldururken, Bologna bunlara kıyasla, görece sessiz kalıyor. Bu Orta Çağ üniversite kenti büyüleyici, tarihi ve keşfetmek için eğlenceli… ve Bologna'nın yerel mutfağının şehrin adını taşıyan Amerikan salamura etlerinden ışık yılları uzakta olduğunu göreceksiniz.