Desteklenmeyen bir internet tarayıcısı kullandığınızı fark ettik. Tripadvisor internet sitesi düzgün olarak görüntülenemeyebilir.Aşağıdaki internet tarayıcılarını destekliyoruz: Windows: Internet Explorer, Mozilla Firefox, Google Chrome. Mac: Safari.
Türkiye’nin güneybatısında bulunan Marmaris’in deniz kıyısındaki tatil köyünün ardında muhteşem çam ormanlarıyla kaplı dağ manzarası yükselir. Mavi yolculuk gemisi ve yat limanıyla, ekonomik tatil yapan İngiliz turistleriyle popüler olan Marmaris sayısız fast food restoranına, Kanuni Sultan Süleyman’ın kalesine ve çekici Arnavut kaldırımlarıyla kaplanmış eski araziye ev sahipliği yapar. Hareketli kasabanın dışında, Datça Yarımadası’nın koyları ve körfezleri botla seyahat edenler için harika günübirlik geziler yapılacak varış noktalarını oluşturmaktadır.
Kuşadası'nın Ege kıyı şeridi boyunca uzanan plajlar toprak açısından olduğu kadar atmosfer olarak da çok çeşitlidir. Bir zamanlar sadece kadınlara yönelik olduğu için o şekilde adlandırılan Kadınlar Plajı gece kulüpleriyle, hediyelik eşya satıcılarıyla, restoranlarla ve tabi güneş ve yüzme sevdalılarıyla doludur. Etrafı çimle çevrili Gold Plajı bakımlı ve huzurlu bir yerdir. Buradan, plaj barları, havuz masaları ve su sporları için tam bir cennet olan Long Beach'e kadar at sırtında gidin.
Yüzyıllar boyunca bu kıymetli kara parçasına pek çok kültür kendi damgasını vurmuştur. Günümüzde, bu etkileri, İstanbul’un mahallelerini birinci elden keşfederek deneyimleyebilirsiniz. Sultanahmet’teki kutsal yerleri, Beyoğlu’nun 19. yüzyıl şıklığını, Nişantaşı’nın lüks modasını, Kadıköy’ün coşkulu kafe ahalisini ve Beşiktaş’ın futbol aşığı sokaklarını gördüğünüzde, gezginlerin neden “İstanbul tek bir şehir değil, bir şehrin içinde pek çok şehirdir” dediklerini çok daha kolay anlarsınız.
Türkiye’nin merkezinin güneyinde, Ankara’nın güneydoğusunda bulunan ay manzaralı bölge Kapadokya, peri bacaları adı verilen eşsiz jeolojik oluşumları ile ünlüdür. Büyük, koni biçimindeki oluşumlar, çevredeki yumuşak volkan tüflerinin erozyona uğramasıyla zaman içinde oluşmuştur. Geçmiş kültürler, bu oluşumları ev ve kale (Üçhisar Kalesi gibi) olarak kullanmak üzere şekillendirmiş ve hatta Kaymaklı ve Derinkuyu gibi tamamı yer altında olan şehirler de ilk dönem Hristiyanları tarafından saklanma yeri olarak kullanılmıştır. Kayseri civarı, bu bölgeye geçiş kapısı gibidir.
Arnavutluk Cumhuriyetinin en büyük şehri Tiran, ılıman bir Akdeniz iklimi, çok sayıda güzel kiliseleler ve yemyeşil parklarla kutsanmış gibidir. 1614'de kurulan şehrin merkezi, etkileyici Mussolini dönemine ait mimari ile süslenmiştir. Skanderberg Meydanındaki 1789 tarihli Ethem Bey Camisi, 1830 tarihli Sahat-Kulla'sını (Saat Kulesi) ve bir zamanlar Kral Zog’un kukla parlementosuna ev sahipliği yapan Kukla Tiyatrsounu gezebilirsiniz. Tirana'nın fırtınalı geçmişinin bir hatırası olarak eski kovan kabuklarından inşa edilmiş olan Peace Bell'i mutlaka ziyaret edin.