Desteklenmeyen bir internet tarayıcısı kullandığınızı fark ettik. Tripadvisor internet sitesi düzgün olarak görüntülenemeyebilir.Aşağıdaki internet tarayıcılarını destekliyoruz: Windows: Internet Explorer, Mozilla Firefox, Google Chrome. Mac: Safari.
Yüzyıllar boyunca bu kıymetli kara parçasına pek çok kültür kendi damgasını vurmuştur. Günümüzde, bu etkileri, İstanbul’un mahallelerini birinci elden keşfederek deneyimleyebilirsiniz. Sultanahmet’teki kutsal yerleri, Beyoğlu’nun 19. yüzyıl şıklığını, Nişantaşı’nın lüks modasını, Kadıköy’ün coşkulu kafe ahalisini ve Beşiktaş’ın futbol aşığı sokaklarını gördüğünüzde, gezginlerin neden “İstanbul tek bir şehir değil, bir şehrin içinde pek çok şehirdir” dediklerini çok daha kolay anlarsınız.
Türkiye’nin güneybatısında bulunan Marmaris’in deniz kıyısındaki tatil köyünün ardında muhteşem çam ormanlarıyla kaplı dağ manzarası yükselir. Mavi yolculuk gemisi ve yat limanıyla, ekonomik tatil yapan İngiliz turistleriyle popüler olan Marmaris sayısız fast food restoranına, Kanuni Sultan Süleyman’ın kalesine ve çekici Arnavut kaldırımlarıyla kaplanmış eski araziye ev sahipliği yapar. Hareketli kasabanın dışında, Datça Yarımadası’nın koyları ve körfezleri botla seyahat edenler için harika günübirlik geziler yapılacak varış noktalarını oluşturmaktadır.
Kıbrıs Adasının başkenti Lefkoşa, Bronz Çağ’dan beri yüzyıllar içinde pek çok imparatorluğun ve krallığın istediği bir bölge olmuştur ve bu imparatorluk ve krallıklara ait pek çok iz bulunmaktadır. Dar ve kıvrımlı sokaklar, ziyaretçileri Neolitik ve Roma dönemine ait eşyaların bulunduğu Kıbrıs Müzesi’nden kalın şehir duvarlarına götürmektedir. 1600’lü yıllarda Venedikliler tarafından yapılan bu duvar, şehrin eski bölümünü modern bölgesinden ayırmaktadır. Taş kapıların içinden geçin ve geçmişin hala hayatta olduğu bir mekana adım atın.
Kopet sıra dağları ve Kara Kum çölü arasındaki Aşkabat, eşsiz mimarisi ile parıldıyan engebesiz ve bazen tozlu bir şehirdir. Türkmenistan'ın resmi tarafsızlığının bir işareti olarak, şehrin en ünlü anıtı, güneşe karşı dönen ve böylece tüm gün güneşi gören Tarafsızlık Arkıdır. Şehir, pek çok cami ve pazarın yanı sıra, aralarında 1948 yılındaki depremde hayatını kaybedenlerin anısına yapılan müzenin de bulunduğu pek çok önemli müzeye ev sahipliği yapmaktadır.
Lizbon'un müzelerinde bu Portekiz başkentinin zengin tarihi ve kültürü yatmaktadır. Denizcilik Müzesi denizcilikle ilgili her şeye bayılan çocuklar için (ve büyükler için de!) mükemmel bir yerdir; Casa-Museu Dr. Anastácio Gonçalves ise pırıltılı sanat çalışmalarıyla dolu saklı bir mücevherdir. Şehrin etkileyici taş mimarisini gerçekten takdir edebilmek için rehberli bir yürüme turuna katılabilir veya kendiniz dolaşabilirsiniz; ancak Padrao dos Descobrimentos'u, Mosteiro dos Jeronimos'u ve UNESCO Dünya Mirası listesindeki Torre de Belem'i mutlaka ziyaret etmelisiniz.