Londra ve Manchester’dan Amsterdam’a ucuz uçuşlar bulmak mümkün. Amsterdam’a gelen uluslar arası uçuşlar Schiphol Havaalanı’na inmektedir ve gelen yolcuların pasaport kontrolünden geçmeleri zorunludur. İngiltere vatandaşlarından Amsterdam’a giriş için vize talep edilmemektedir. Schiphol İstasyonu havaalanının altında bulunmaktadır – yüksek hızlı Fyra trenleri sizi Amsterdam Centraal İstasyonu’na 15 dakika içerisinde ulaştıracaktır. Schiphol Taksi hizmetleri, diğer yolcularla taksiyi paylaşma veya özel seyahat için taksi tutma seçenekleri ile kapıdan kapıya pratik hizmet sağlamaktadır. Zuidtangent ve Interliner otobüs ağları ise Amsterdam ve çevresine otobüs ulaşımı sağlamaktadır.
Amsterdam bir bisiklet şehri ve ziyaretçilerine insandan çok bisiklet olduğu hissini verebilir. Bisiklet kullananların (şansları varsa) bir ayak genişliğinde bisiklet yollarına hapsolduğu Londra’nın aksine, Amsterdam’daki bisiklet yolları geniş ve bakımlıdır. Bisikletler, otel ve hostellerden olduğu gibi şehirdeki birçok noktadan kiralanabilmektedir.
Amsterdam, şehir içi ve dışındaki bir çok yerleşim yerine tramvay, otobüs, feribot ve Metrolarıyla hizmet götüren, geniş bir toplu taşıma ağına sahip. Şehirde toplu taşıma araçlarını kullanmak için bir OV-chipcard almak gerekiyor. Bu OV-chipcard, Londra’da toplu taşıma için kullanılan Oyster kartın bir benzeri ve kullanmadan once doldurulması gerekiyor. Yolculukğun başında ve sonunda okutuculara kartı okutmak gerekiyor.
Eserleri havlulara ve minder döşemelerine kadar taşınmış olsa da, Van Gogh Müzesi’ndeki orijinalleri hala insanı büyülemeyi başarıyor. Amsterdam Museumplein’a yürüme mesafesinde bulunan Rijksmuseum, Rembrandt’ın muazzam resmi The Nightwatch dahil birçok Flemenk sanat eserine ve tarihi eserlere ev sahipliği yapıyor. Eşmerkezli halka biçiminde kanallardan oluşan ünlü yapı Grachtengordel, serbest yürüyüşler yapmak için harika bir yer. Prinsengracht’taki Anne Frank Huis, Anne Frank ve ailesinin İkinci Dünya Savaşı sırasında yaşadıkları dehşetin hüzünlü bir abidesi olarak duruyor. Nieuwemarkt, dükkanlar ve kafelerle dolu hareketli bir meydan. Amsterdam’a gelen çoğu ziyaretçi, maşhur Red Light bölgesine akın ediyor, fakat yine birçoğu Bethianklooster veya Bethany Manastırı’nı keşfedemeden gidiyor. Bu küçük manastır restore edilerek özgün güzelliği korunmuş ve bu günlerde oda müziği dinlemek için gidilecek en iyi yerlerden biri.
Nieuwe Spiegelstraat is lined with interesting art galleries and antique shops crammed with interesting curios. Pop into Stenelux for that truly one-of-a-kind souvenir. The tiny shop is full of ancient fossils, preserved insects and glittering crystal geodes. Said to be the largest street market in Europe, the Albert Cuypmarkt sells everything from clothes to cameras and seafood. Dutch delicacies such as freshly-made stroopwafels and raw herring can be picked up from some stalls here. Brown cafes are the Dutch version of English pubs – so-named because of the dark-hued décor within. Order some local beers and a platter of tasty bitterballen (deepfried meat and potato balls) to accompany your drink. Bourbon Street is a haven for blues aficionados. The club has played host to musicians and bands like the Rolling Stones, Sting and the Dutch artist and musician Herman Brood.