Afyonkarahisar Kalesi
Afyonkarahisar Kalesi
4.5
Travellers’ Choice Nedir?
Tripadvisor, gezginlerden sürekli olarak muhteşem yorumlar alan ve sıralama olarak da Tripadvisor’daki işletmeler arasında ilk %10’luk dilimde yer alan konaklama yerlerine, gezilecek yerlere ve restoranlara Travellers’ Choice ödülü veriyor.
Bölge
Adres
Doğrudan ulaşın
Yakınlardaki en iyiler
Restoranlar
5 km içerisinde 90 tane
Gezilecek Yerler
10 km içerisinde 22 tane
Katkı yapın
4.5
167 yorum
Mükemmel
101
Çok iyi
50
Orta
15
Kötü
1
Berbat
0
İssosen
Kayseri, Türkiye19 katkı
Tem 2024 • Arkadaşlar
Gerçek bir kale ihtişamlı görkemli zirvede sadece manzara var zaten oraya kadar başka bı malzeme de gitmez suyunuzu elinize alın çıkın 😅🤣
Yazıldığı tarih: 13 Eylül 2024
Bu yorum, bir Tripadvisor üyesinin öznel görüşü olup Tripadvisor LLC şirketine ait değildir. Tripadvisor, yorumlar üzerinde kontroller yapmaktadır.
Tülin Kurt Alkan
107 katkı
Mar 2024 • Aile
Bildiğiniz kale. Tepeye çıkalım dedik ama gerekte yokmuş. Tepedeki manzara için çocukla çıkılmaya değecek yer değil. Oturup bir çay içemedik. Hediyelik eşyalar filan aşağıda.
Yazıldığı tarih: 2 Haziran 2024
Bu yorum, bir Tripadvisor üyesinin öznel görüşü olup Tripadvisor LLC şirketine ait değildir. Tripadvisor, yorumlar üzerinde kontroller yapmaktadır.
Burcu G
Ankara, Türkiye3 katkı
Haz 2023 • Çiftler
Mükemmel bir seyri var aşık oldum resmen çıkışında biraz zorlandık ama seyir zevkiyle hepsini unutmuş durumdayım
Yazıldığı tarih: 4 Ağustos 2023
Bu yorum, bir Tripadvisor üyesinin öznel görüşü olup Tripadvisor LLC şirketine ait değildir. Tripadvisor, yorumlar üzerinde kontroller yapmaktadır.
Hakan K
Muğla İli, Türkiye2 katkı
Nis 2023 • Çiftler
Muazzam,harikulade,inanılmaz. Türkiye'nin bir çok şehrinde kale vardır ancak burası bambaşka. Şansımızdan hava iyiydi ancak yukarısı rüzgarlı. Sıkı giyinmenizde ve yanınıza su almanızda fayda var. 550 merdiveni çıkmaya kesinlikle değer
Yazıldığı tarih: 17 Nisan 2023
Bu yorum, bir Tripadvisor üyesinin öznel görüşü olup Tripadvisor LLC şirketine ait değildir. Tripadvisor, yorumlar üzerinde kontroller yapmaktadır.
behlul k
13 katkı
Eyl 2022 • Arkadaşlar
Arkadaşlar,
Afyona gelirseniz çok fazla yapicak aktiviteniz pek yok. Bu yüzden gitmeden kesinlikle çıkması zor da olsa zirve yapın derim. Yukarıda afyon ayaklarınız altında olarak göreceksiniz. İyi seyirler şimdiden:)
Afyona gelirseniz çok fazla yapicak aktiviteniz pek yok. Bu yüzden gitmeden kesinlikle çıkması zor da olsa zirve yapın derim. Yukarıda afyon ayaklarınız altında olarak göreceksiniz. İyi seyirler şimdiden:)
Yazıldığı tarih: 24 Eylül 2022
Bu yorum, bir Tripadvisor üyesinin öznel görüşü olup Tripadvisor LLC şirketine ait değildir. Tripadvisor, yorumlar üzerinde kontroller yapmaktadır.
Emir S
191 katkı
Ağu 2022 • Aile
Çıkması zor ama seyri mükemmel tüm Afyon halı gibi ayaklarıyın altında görülmeye değer tarihi Afyon evlerinin arasından tırmanıyorsun merdivenler zirveye kadar
Yazıldığı tarih: 16 Ağustos 2022
Bu yorum, bir Tripadvisor üyesinin öznel görüşü olup Tripadvisor LLC şirketine ait değildir. Tripadvisor, yorumlar üzerinde kontroller yapmaktadır.
Hasan Hatipoglu
Tekirdağ, Türkiye135 katkı
Ağu 2022
uzun bir yol yürüdükten sonra çıkılan zirve de rüzgardan durabilirseniz manzara harika ama meşakkatli bir yol ve çok zor çıkılıyor ama manzara sevenler için değer tavsiye ederim.
Yazıldığı tarih: 9 Ağustos 2022
Bu yorum, bir Tripadvisor üyesinin öznel görüşü olup Tripadvisor LLC şirketine ait değildir. Tripadvisor, yorumlar üzerinde kontroller yapmaktadır.
caner k
2 katkı
Eyl 2021
“Kaleden gecikmeli mesaj var”
Ara sokakların neresinden girip dolaşmaya başlasak, sonunda karşımıza anıtsal volkanik kaya kütlesi ve alçak bulutların arasından kısık kısık görülen burçlar çıkıyor. Hava çok sıcak ve 580 merdivenlik maratona girişip, kaleye çıkmamak için bir bahane arıyorum. Mutlaka caydırıcı bir görsel bahane olmalı. Evlerin ağır tonlu gölgeleri altında dolaşıyorum. Ama gölgelerin birkaç derecelik serinliği hiç de caydırıcı bir rol oynamıyor. Eski bir evin gölgesinin sınırlarında dolaşarak, kaleyi elleri üzerinde taşıyan kaya yığınını görüyorum. Kafamın hemen üzerindeki saçak, gökyüzünün sonsuz boşluğunun dikey görüntüsüne izin vermiyor. Evin alçak saçağına biraz dikkat edince, koyu gölgenin içine sığınmış iki güvercini fark ediyorum. Posta güvercinlerine benziyor. Burada ne arıyorlar? İkisi de kalenin burçlarına doğru dikkatlice bakıyor. Çok eskilerden yarım kalmış bir görevi tamamlamak için bekliyormuş gibi. Dikkatimi hemen karşıda bulunan, sınırları yanık mürekkeple çizilmiş sert Akdeniz gölgesinin “bordolaştırdığı” eski bir bina çekiyor. Evin duvar rengiyle oldukça tezat olan lacivert renkli ve Helvetika karakterli kapı numarası ise “4”. “Dört ne ola ki? Neyi işaret ediyor?” diye düşünüyorum. Biraz yürüyüp “güvercinli” çaycının eteklerinden geçip, merdivenlere tırmanmaya başlıyorum . Yukarı tırmandıkça sıcak ağırlaşıyor, susuzluktan dilim damağıma yapışıyor. Kaleye yaklaşınca düzgün merdivenler, ufak kaya oyuntularına dönüşmeye başlıyor. Tek tek sayarken merdivenleri, unutup tekrar başa dönüyorum. Nihayet kaleye ulaşıyorum. Yorgunluğumu unutup, burçtan burca, duvardan duvara koşturup en güzel manzarayı arıyorum. Ancak, susuzluk baskın geliyor ve görme alanımın tam merkezine oturuyor. Kalenin ortasındaki büyük çukur kalıntılarına yönleniyor gözlerim. Bunlar, kalenin uzun süreli kuşatmalara dayanmasını sağlayan ve kaleyi özel kılan su sarnıçları. Kaleye çıkmadan önceki evin numarası gibi, sarnıçların sayısı da “4”. Demek ki, Helvetika karakterli "4" numara beni susuz tırmanmamam için uyarmış. Bir parça su bulup, çevrede gezinen “hikaye anlatıcıların” kaleye dair anlattığı öykülere kulak kabartıyorum. Kale olur da, aşk hikayesi olmaz mı?
"Taş, Kağıt, Mürekkep"
Efsane, kale komutanının kızıyla kaleyi kuşatan yiğit savaşçının aşk hikayesine ait. Kale komutanın güzel kızı, kaleyi kuşatan savaşçıya aşık olur. Kaleden yiğit savaşçıya bağırarak, kaleye destek için gelen orduyu haber vermeye çalışır. Ancak, yiğit savaşçı çimler üzerinde uyuduğu için duymaz. Bunun üzerine, bir kağıda yazı yazarak taşa sarar ve ona atar. Ancak, taş yiğit savaşçının ölümüne neden olur. Yiğit savaşçının uyanmadığını gören güzel kız meraklanır. Babasını uyuyan savaşçıyı zehirli bir hançerle öldüreceğine ikna eder ve savaşçının yanına iner. Ancak, attığı taşın yiğit savaşçıyı öldürdüğünü görünce, zehirli hançerle hayatına son verir. Bu hüzünlü aşk hikayesi, bana aşağıda gördüğüm iki posta güvercininin neden kaleye doğru dönerek beklediklerini de açıklıyor. Belli ki posta güvercinleri, güzel kızın kaleyi kuşatan adama yollayacağı mesajı taşla değil, kendileriyle ulaştırması için bekliyor. Böylece yiğit savaşçı taşla ölmeyecek, iki aşık birbirine kavuşacaktır. Posta güvercinleri zamanı geri sardırır mı bilemeyiz, ama aşktan anladıkları kesin. Zaten haberleşme eğitimlerinin kaynağı aşk değil mi? Posta güvercinleri eşlerine o kadar bağlıdır ki uçmaya başladıklarında, eşlerini ve yuvalarını bulma özellikleri giderek kuvvetlenir. Ne kadar farklı yerden uçarlarsa uçsunlar, sonuçta eşlerine dönmek için uçarlar. Bu sayede, bırakıldığı yer ile yuvası arasında haberleşmeyi sağlarlar.
"İç Ses Düştü Kağıda"
Kale duvarlarının dağın eteklerinden gelen hafif bir rüzgar hızla kalenin burçlarına tırmanıyor. Kalenin ortasındaki sarnıçların üzerinde bir rüzgar girdabı oluşuyor ve sap-saman kümesiyle bir kağıt parçasını topaç gibi çeviriyor. Havada uçuşan şeyler gözlerime doluyor. Gözlerimi oğuşturup bakıyorum, burcun hemen kenarında boş bir kağıt duruyor. Kağıt o kadar hassas dengede ki, ufak bir esintide uçup gidecekmiş gibi. Birden burcun ucuna konan bir posta güvercini bu hassas dengeyi kırılgan hale getiriyor. Bu güvercin aşağıdaki saçakta tüneyenlerden birisi değil miydi? Gözüm hemen kağıda kayıyor. Elim bilinçsizce kağıdı yakalamak üzere uzanıyor. Nasıl oluyor anlamıyorum, birden is kokulu kara oluyorum. Kağıdın üzerinde soldan sağa yanık mürekkep gibi dolaşıyorum. Sanki kağıdın üzerine iç ses düşürüyorum, bu cümleleri ben mi yazıyorum? Kağıt tükeniyor, ama kağıdın üzerinde simsiyah gezinmekten kurtulamıyorum. Sonunda, kağıdın liflerine doğru çekiliyorum ve kağıtlaşıyorum. Bir ufak esinti daha çıkıyor ve havalanıp burç taşının üzerinde dolaşan posta güvercininin ayağına dolanıyorum. Posta güvercini kanatlarını açıp, en uçtaki 4’lü teleklerini iyice geriyor. Güvercininin kanatlarının ucundaki bıçak gibi keskin, eşit uzunluklu ve en uzun teleklerin sayısı, aşağıdaki eski evin kapı numarası gibi "4". "Rastlantı olamaz" diye düşünüyorum ve bu göstergeler bana güvercinin ayağına sarılmam için yeterince cesaret veriyor.
"İs Kokulu Mürekkepten Yazı Olmak"
Yolumuzu kırmızı çatılar, dar yollar, henüz canlılığını kaybetmemiş çarşı caddesi tayin edecek. Posta güvercini kendini derin uçuruma bırakıyor. Önce burçların horasan harcının kokusu geliyor, sonra burçlar kayalaşıyor, kayaların iç yasalarının kokusu varıyor burnuma is kokusuna karışarak. Sonra kayalar dağın eteklerinde eriyip, çatılaşıyor. Koku, bu sefer eski evlerin sıcaktan kavrulmuş çatılarının kiremit kokusuna karışıyor. Posta güvercini daireler çizmeye başlıyor. Belli ki uzun süredir postacılık yapmadığı için eşini bulmakta zorlanıyor. Birkaç tur daha atıyoruz. Uzakta güneş yavaş yavaş tepelerin ardına saklanmaya başlıyor. Yukarıdan bakış olmasına rağmen çatılar tanıdık geliyor. Ve önce saçağı, sonra eşini buluyor posta güvercini. Saçakta birbirlerine sokuluyorlar, akşam güneşinin eriyen sıcağında. Ben hala isli mürekkep kokuyorum, anlamaya çalışıyorum, ben kimin için yazılaştım?
Ara sokakların neresinden girip dolaşmaya başlasak, sonunda karşımıza anıtsal volkanik kaya kütlesi ve alçak bulutların arasından kısık kısık görülen burçlar çıkıyor. Hava çok sıcak ve 580 merdivenlik maratona girişip, kaleye çıkmamak için bir bahane arıyorum. Mutlaka caydırıcı bir görsel bahane olmalı. Evlerin ağır tonlu gölgeleri altında dolaşıyorum. Ama gölgelerin birkaç derecelik serinliği hiç de caydırıcı bir rol oynamıyor. Eski bir evin gölgesinin sınırlarında dolaşarak, kaleyi elleri üzerinde taşıyan kaya yığınını görüyorum. Kafamın hemen üzerindeki saçak, gökyüzünün sonsuz boşluğunun dikey görüntüsüne izin vermiyor. Evin alçak saçağına biraz dikkat edince, koyu gölgenin içine sığınmış iki güvercini fark ediyorum. Posta güvercinlerine benziyor. Burada ne arıyorlar? İkisi de kalenin burçlarına doğru dikkatlice bakıyor. Çok eskilerden yarım kalmış bir görevi tamamlamak için bekliyormuş gibi. Dikkatimi hemen karşıda bulunan, sınırları yanık mürekkeple çizilmiş sert Akdeniz gölgesinin “bordolaştırdığı” eski bir bina çekiyor. Evin duvar rengiyle oldukça tezat olan lacivert renkli ve Helvetika karakterli kapı numarası ise “4”. “Dört ne ola ki? Neyi işaret ediyor?” diye düşünüyorum. Biraz yürüyüp “güvercinli” çaycının eteklerinden geçip, merdivenlere tırmanmaya başlıyorum . Yukarı tırmandıkça sıcak ağırlaşıyor, susuzluktan dilim damağıma yapışıyor. Kaleye yaklaşınca düzgün merdivenler, ufak kaya oyuntularına dönüşmeye başlıyor. Tek tek sayarken merdivenleri, unutup tekrar başa dönüyorum. Nihayet kaleye ulaşıyorum. Yorgunluğumu unutup, burçtan burca, duvardan duvara koşturup en güzel manzarayı arıyorum. Ancak, susuzluk baskın geliyor ve görme alanımın tam merkezine oturuyor. Kalenin ortasındaki büyük çukur kalıntılarına yönleniyor gözlerim. Bunlar, kalenin uzun süreli kuşatmalara dayanmasını sağlayan ve kaleyi özel kılan su sarnıçları. Kaleye çıkmadan önceki evin numarası gibi, sarnıçların sayısı da “4”. Demek ki, Helvetika karakterli "4" numara beni susuz tırmanmamam için uyarmış. Bir parça su bulup, çevrede gezinen “hikaye anlatıcıların” kaleye dair anlattığı öykülere kulak kabartıyorum. Kale olur da, aşk hikayesi olmaz mı?
"Taş, Kağıt, Mürekkep"
Efsane, kale komutanının kızıyla kaleyi kuşatan yiğit savaşçının aşk hikayesine ait. Kale komutanın güzel kızı, kaleyi kuşatan savaşçıya aşık olur. Kaleden yiğit savaşçıya bağırarak, kaleye destek için gelen orduyu haber vermeye çalışır. Ancak, yiğit savaşçı çimler üzerinde uyuduğu için duymaz. Bunun üzerine, bir kağıda yazı yazarak taşa sarar ve ona atar. Ancak, taş yiğit savaşçının ölümüne neden olur. Yiğit savaşçının uyanmadığını gören güzel kız meraklanır. Babasını uyuyan savaşçıyı zehirli bir hançerle öldüreceğine ikna eder ve savaşçının yanına iner. Ancak, attığı taşın yiğit savaşçıyı öldürdüğünü görünce, zehirli hançerle hayatına son verir. Bu hüzünlü aşk hikayesi, bana aşağıda gördüğüm iki posta güvercininin neden kaleye doğru dönerek beklediklerini de açıklıyor. Belli ki posta güvercinleri, güzel kızın kaleyi kuşatan adama yollayacağı mesajı taşla değil, kendileriyle ulaştırması için bekliyor. Böylece yiğit savaşçı taşla ölmeyecek, iki aşık birbirine kavuşacaktır. Posta güvercinleri zamanı geri sardırır mı bilemeyiz, ama aşktan anladıkları kesin. Zaten haberleşme eğitimlerinin kaynağı aşk değil mi? Posta güvercinleri eşlerine o kadar bağlıdır ki uçmaya başladıklarında, eşlerini ve yuvalarını bulma özellikleri giderek kuvvetlenir. Ne kadar farklı yerden uçarlarsa uçsunlar, sonuçta eşlerine dönmek için uçarlar. Bu sayede, bırakıldığı yer ile yuvası arasında haberleşmeyi sağlarlar.
"İç Ses Düştü Kağıda"
Kale duvarlarının dağın eteklerinden gelen hafif bir rüzgar hızla kalenin burçlarına tırmanıyor. Kalenin ortasındaki sarnıçların üzerinde bir rüzgar girdabı oluşuyor ve sap-saman kümesiyle bir kağıt parçasını topaç gibi çeviriyor. Havada uçuşan şeyler gözlerime doluyor. Gözlerimi oğuşturup bakıyorum, burcun hemen kenarında boş bir kağıt duruyor. Kağıt o kadar hassas dengede ki, ufak bir esintide uçup gidecekmiş gibi. Birden burcun ucuna konan bir posta güvercini bu hassas dengeyi kırılgan hale getiriyor. Bu güvercin aşağıdaki saçakta tüneyenlerden birisi değil miydi? Gözüm hemen kağıda kayıyor. Elim bilinçsizce kağıdı yakalamak üzere uzanıyor. Nasıl oluyor anlamıyorum, birden is kokulu kara oluyorum. Kağıdın üzerinde soldan sağa yanık mürekkep gibi dolaşıyorum. Sanki kağıdın üzerine iç ses düşürüyorum, bu cümleleri ben mi yazıyorum? Kağıt tükeniyor, ama kağıdın üzerinde simsiyah gezinmekten kurtulamıyorum. Sonunda, kağıdın liflerine doğru çekiliyorum ve kağıtlaşıyorum. Bir ufak esinti daha çıkıyor ve havalanıp burç taşının üzerinde dolaşan posta güvercininin ayağına dolanıyorum. Posta güvercini kanatlarını açıp, en uçtaki 4’lü teleklerini iyice geriyor. Güvercininin kanatlarının ucundaki bıçak gibi keskin, eşit uzunluklu ve en uzun teleklerin sayısı, aşağıdaki eski evin kapı numarası gibi "4". "Rastlantı olamaz" diye düşünüyorum ve bu göstergeler bana güvercinin ayağına sarılmam için yeterince cesaret veriyor.
"İs Kokulu Mürekkepten Yazı Olmak"
Yolumuzu kırmızı çatılar, dar yollar, henüz canlılığını kaybetmemiş çarşı caddesi tayin edecek. Posta güvercini kendini derin uçuruma bırakıyor. Önce burçların horasan harcının kokusu geliyor, sonra burçlar kayalaşıyor, kayaların iç yasalarının kokusu varıyor burnuma is kokusuna karışarak. Sonra kayalar dağın eteklerinde eriyip, çatılaşıyor. Koku, bu sefer eski evlerin sıcaktan kavrulmuş çatılarının kiremit kokusuna karışıyor. Posta güvercini daireler çizmeye başlıyor. Belli ki uzun süredir postacılık yapmadığı için eşini bulmakta zorlanıyor. Birkaç tur daha atıyoruz. Uzakta güneş yavaş yavaş tepelerin ardına saklanmaya başlıyor. Yukarıdan bakış olmasına rağmen çatılar tanıdık geliyor. Ve önce saçağı, sonra eşini buluyor posta güvercini. Saçakta birbirlerine sokuluyorlar, akşam güneşinin eriyen sıcağında. Ben hala isli mürekkep kokuyorum, anlamaya çalışıyorum, ben kimin için yazılaştım?
Yazıldığı tarih: 8 Ağustos 2022
Bu yorum, bir Tripadvisor üyesinin öznel görüşü olup Tripadvisor LLC şirketine ait değildir. Tripadvisor, yorumlar üzerinde kontroller yapmaktadır.
glsrn11
İstanbul, Türkiye130 katkı
May 2022
Afyona kadar gelmişken görmeden dönmeyelim diye düşündük ama çocuklu aileler için çok zor tam 625 basamak varmış hadi bu kadar çıktık devam edelim diyorsunuz manzara çok güzel evet ama çıkmak bir o kadar zor :(
Yazıldığı tarih: 31 Mayıs 2022
Bu yorum, bir Tripadvisor üyesinin öznel görüşü olup Tripadvisor LLC şirketine ait değildir. Tripadvisor, yorumlar üzerinde kontroller yapmaktadır.
Nalan G
İzmir, Türkiye200 katkı
Eki 2021
gitmeden önce araştırmıştım yorumlarda 712 basamak falan olduğu yazıyordu ve çıkarım dedim ancak öncesinde çok yer gezdiğim için kaleye çıkmaya dermanım kalmadı ve göze alamadım. şimdilerde teleferik yapılması planlanıyormuş umarım tarihi yapısını bozmazlar.
Yazıldığı tarih: 11 Ekim 2021
Bu yorum, bir Tripadvisor üyesinin öznel görüşü olup Tripadvisor LLC şirketine ait değildir. Tripadvisor, yorumlar üzerinde kontroller yapmaktadır.
Bu deneyim hakkında hiç soru sorulmamış
*Çabuk tükenebilir: Viator'ın rezervasyon verilerine ve sağlayıcıdan alınan son 30 güne ilişkin bilgilere dayanarak bu deneyimin, bir Tripadvisor şirketi olan Viator'da çabuk tükenebileceği öngörülmektedir.
Bu, sizin Tripadvisor kaydınız mı?
Bu işletmenin sahibi veya müdürü müsünüz? Yorumlara yanıt vermek, profilinizi güncellemek ve bunun gibi pek çok şeyi yapabilmek için kaydın size ait olduğunu ücretsiz olarak doğrulayın.
Kaydınızın denetimini alın